İSTANBUL’UN EN GENÇ BELEDİYE BAŞKANI
Röportaj : Rizeliler Dergisi (Şubat 2013)
İstanbul’un en genç belediye başkanı olarak dikkatleri çeken Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin’i ziyaretimiz sırasında Sultanbeyli için yaptığı çalışmaları öğrendik. 1972 yılında Erzincan’da doğan Hüseyin Keskin Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 2007 genel seçimlerinde, Sultanbeyli ilçesi yüzde 67’lik oy oranıyla İstanbul genelinde birinci olmuş. 2009 yerel seçimlerinde ise İstanbul içinde en yüksek oy oranını alarak belediye başkanı seçilmiş. Sultanbeyli’de ikamet eden Keskin, belediyeciliğin bir meslek değil bir hizmet anlayışı olduğuna inanıyor.
Sultanbeyli Belediyesi kaç yılında belediye oldu?
1989 yılında belde belediyesi oldu. 1992 yılında ilçe kararı alındı ve 1994 yılında seçimler oldu. Ben kişi olarak 4. dönem olarak 5. dönem başkanıyım.
Başkanlık süreciniz nasıl başladı?
Biz burada AK Parti’nin kuruculuğunu yaptık. İlçe başkanlığı yaptık. Ardından belediye başkanlığına aday oldum. İstanbul’un en genç belediye başkanıyım. Üniversite’den sonra AK Parti’den teklif geldi. AK Parti’nin kuruluş dönemiydi. 2001’in sonu 2002 yılının başıydı. Başka siyasi partilerde siyaset yapmadım. Siyasete Ak partiyle beraber başladım. Okul yıllarında dışarıdaydım. Teklif gelince ilçe başkanlığından ayrılık aday oldum. Adaylığım neticesinde partinin kara ve vatandaşlarımızın takdiriyle göreve başladık.
Genç olmanızın avantaj ve dezavantajları var mı?
Genç olmanın ciddi avantajları var. Beni görenler şaşırıyorlar. Sultanbeyli Belediye başkanı diyince herhalde daha yaşlı birini bekliyorlar. Genç olmak büyük bir avantaj çünkü koşturma şansımız daha fazla oluyor. Örneğin bugün öğlene kadar Mimar Sinan Mahallesi’nde 200 kişiyle beraber kahvaltı yaptık. Bu 200 kişinin içinde mahalle muhtardan dernek başkanlarına iş adamlarına kadar herkes vardı. Onlarla beraber Sultanbeyli’nin problemlerini konuştuk. Gelen misafirleri dinleyip öneri ve şikayetlerini not aldık. Öğleden sonra; esnaf ziyareti yaptım, okulları ziyaret ettim, ardında da semt pazarına girdim. Şimdide randevularım var. Akşamda birkaç tane daha randevum var. Oralara gideceğim. İşte gençliğin böyle bir faydası var. Ekibimiz ve meclis üyelerimizde genç. Gençliğin dezavantajları gelince belediyecilikle ilgili tecrübe eksikliği olabilir. Onu da belediyeciliğe çok çalışarak, istişareye çok önem vererek kapatmaya çalışıyorum. Dört yıl oldu tabi. Bende kendimi geliştiriyorum.
Peki genç olmanızla ilgili anlatabileceğiniz bir anınınız var mı?
Anlatabileceğim iki tane anım var. Kendimi koltuğa pek alıştırmak istemediğim için genelde masamda oturmayı tercih etmem. Orayı yurtdışında kalabalık misafir geldiğinde kullanırım. Günlük olarak da gördüğünüz bu çalışma masasını kullanırım. Bir gün bir vatandaş geldi. Odama aldım ve sohbet etmeye başladık. Amca “Evladım başkan gelmeyecek mi?” dedi. Onu oyalıyorum sandı. Başkanın daha yaşlı biri olduğunu sandı herhalde. Bir başka anımsa şöyle; Amerika Büyükelçiliği Siyasi Müsteşar’ı belediyemizi ziyarete geldi. Her belediyeyi ziyaret edip etmediklerini sordum. Her belediyeyi ziyaret etmediğini söyleyerek, bizim belediyemizi ziyaret etme nedeni olarak dört tane sebep saydı. Bir tanesi de en genç belediye başkanı olmamdı. Bizi ziyaret edip projelerimiz öğrenmek istemişler.
Ne kadar sıklıkta halkla bir araya geliyorsunuz?
Sultanbeyli biraz farklı bir bölge. Lokal benzerlikler olsa da bu kadar sıkıntılı bir bölgemiz yok. Bu yüzden dengeyi iyi kurmalısınız. Hem çok çalışıp hem de vatandaşlarla diyaloglarınızı iyi tutmalısınız. Biz çok çalışıyoruz diyip vatandaşı tamamen bırakmak olmaz. Bu işler nasılsa gider, biz tamamen vatandaşla görüşelim demekle de işler çözülmez. Türkiye’nin her tarafında yatırım bekleyen yerler var. Siz ne kadar çok koşturursanız o kadar çok destek alırsınız. O yüzden dengeli götürmeye çalışıyoruz. İşin en keyifli kısmı da vatandaşlarla bir araya gelmek.
“Sultanbeyli’nin eğitim ve kültür vadisi olmasını hayal ediyorum.”
Bu kadar yoğun çalışırken ailenize nasıl vakit ayırıyorsunuz?
En büyük sıkıntımız bu. Biz belediye başkanlığını meslek olarak görmüyoruz. Belli bir süre için seçildik ve burada görev yapıyoruz. Bu süre içinde ne kadar temponuzu arttırırsanız ilçe kazanmış olur.
Sultanbeyli’nin en büyük problemi nedir?
Sultanbeyli’nin en büyük problemi mülkiyet problemidir. Bunun içerisinde biraz 2B var. 2B yasası netleşti, meclisten de çıktı zaten. 2B kapsamına giren alanlar Sultanbeyli’nin yüzde 25’ine tekabül ediyor. Elli yıllık birikmiş bir sorun çözülüyor. Mülkiyetle ilgili sorunlarımızı da daha çözemedik. Bununla ilgilide son aşamalara geldik diyebilir. Bu çok detaylı çok teknik bir konu.
2B arazilerinin satışlarıyla ilgili halkın düşünceleri nasıl?
50 yıllık bir sorunun çözülüyor olması önemli ancak vatandaşlar hangi rakamların karşılarına çıkacaklarını bilmiyorlar. Onun tedirginliğini yaşıyor vatandaşlarımız. Daha önce bazı rakamları duydular. Bizden de talepleri fiyatların uygun olması. Yeni çıkan önerge bizi rahatlatacak. Bizde 5 dönüm üzeri 32 parsel var. Birkaç defadır Ankara’ya gidip geliyoruz. Bakanlığımızla yaptığımız çalışmada ilçemizin sosyolojik ve ekonomik durumunu ortaya koyuyoruz. Tabloyu ortaya koyuyoruz. Dışarıdan farklı anlatılıyor. Buralardan rant elde edilecek diye söyleniyor. Ama tabi dediğim gibi vatandaş bir bedel ödemiş ama diğer taraftan da buranın sahibi devletimiz. Devletimizde bu yerleri vatandaşlara satarak bu sorunu çözmek istiyor.
Sultanbeyli’de çözülmesi gereken başka problemleri var mı?
Sultanbeyli’de vatandaşların istediği iki şey 2B ve otobanın açılmasıydı. Otobanın açılması Sultanbeyli için bir mihenk taşı denilebilir. O problemi çözmüş olmanın haklı sevincini yaşıyoruz. Bu da imarlı bölgelerimizde yatırım tetiklemiş oldu. Bugün imarlı bölgelerimizde ciddi yatırımlar yapılıyor. Alışveriş merkezlerinden rezidanslara kadar önemli projeler var. Bu projeler devam ediyor. Çünkü köşeye sıkışıp kalmıştık. Etrafımızdaki ilçeler gelişirken imar probleminden dolayı yatırım alamıyorduk. İmarlı bölgemizde rant alanı olmadığı için yatırım alamıyordu.
Yaptığınız önemli bir projede Aydos Kalesi’ni tarihe kazandırmaktı. Peki Aydos Kalesi ilçenize neler kazandırdı?
Aydos Kalesi’nin bize kazandırdığı en büyük özellik 20 yıllık bir ilçenin tarihini 1300’lere kadar uzanıyor olduğudur. İlçemize çok güzel avantajlar kazandıracak. İstanbul’un fethinden önce fethedilen, Orhan Gazi döneminde Abdurrahman Gazi komutasında fethedilen çok önemli bir kale. Anadolu’dan İstanbul’a açılan bir kale. Daha öncesinde orada bir kale var olduğu bir efsane gibi konuşuluyordu. Üzeri tamamen bitki örtüsüyle kaplıydı. Aydos Kale’yle ilgili kazı çalışmaları hala devam etmekte.
Şuan devam etmekte olan projeleriniz var mı?
200 dönümlük bir alanda gölet projemiz var. Oda büyük ölçüde tamamlandı. 400 yataklı devlet hastanesi projemiz devam ediyor. Hükümet konağı olsun, askerlik şubesi olsun kamu kurumlarının tamamı yenilendi. Anlatacak çok şey var tabi. Ama geriye dönüp baktığımızda eksiklerimiz var ama yapılanlar çok daha fazla. Bölgeyi depreme hazır hale getirmek gerekiyor. Vatandaşlarımızda taleplerini göz önünde bulundurarak şehri dönüştürmek istiyoruz.
Sultanbeyli’de gerçekleştirmek istediğiniz hayaliniz nedir?
Bu ilçeyle ilgili neyi hayal ediyorsunuz derseniz bu ilçenin eğitim ve kültür vadisi olmasını hayal ediyorum. Sultanbeyli’de eğitim ve kültürel anlamdaki çalışmalarının tohumlarını atıyoruz. Bunlarının sonucunu biz göremeyeceğiz çünkü bu çok uzun bir süreç. Bir binayı kolay yaparsınız ama bir genci kolay yetiştiremiyorsunuz. Üniversitelerle çok yoğun çalışmalarımız var. Eğitim ve öğretimle ilgili çok ciddi projelerimiz devam ediyor.