Rizeliler Dergisi | Rizeliler.com

Temel KOTİL
Rizeliler Dergisi (Kasım 2011)
Röportaj

THY’NİN BAŞARI MİMARI

Röportaj : Rizeliler Dergisi (Kasım 2011)

Kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?
 
1959 yılında doğdum. 1983 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak Mühendisliği Bölümü’nü bitirdim. 1986’da Michigan Üniversitesi Uçak Mühendisliği Bölümü’nde yüksek lisans, 1987’de de aynı üniversitede Makine Mühendisliği dalında ikinci yüksek lisansımı tamamladım. 1991’de aynı üniversitede Makine Mühendisliği Bölümü’nde doktora derecesi aldım.

Türkiye’ye döndükten sonra 1991 – 1993 yılları arasında İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesinde Havacılık ve İleri Kompozit Laboratuarları’nın kuruculuğu ve yöneticiliğini yaptım. Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nde Yardımcı Doçent ve Doçent olarak çalıştım. Aynı fakültede Bölüm Başkan Yardımcılığı ve 1993-1994 yıllarında da Fakültede dekan yardımcılığı görevlerini yürüttüm.

“Türk Hava Yolları, 20.05.1933’te Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı ‘Hava Yolları Devlet İşletmesi’ adıyla kuruldu. İlk filo, 2 King Bird (5 koltuklu), 2 Junkers F-13 (4 koltuklu), 1 ATH-9 (10 koltuklu) uçaklarından oluşuyordu. Yani Türk Hava Yolları’nın 5 uçaklık bir filo ile başlayan bir hikayesi var.”

Daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanı olarak görev yaptıktan sonra, 2001 yılında ABD’de Illinois Üniversitesi’nde misafir profesör olarak gittim. Daha sonra New York’ta AIT Inc’de Araştırma ve Mühendislik Bölümü Başkanlığı görevini yürüttüm.

Nihayet 2003 yılında Türk Hava Yolları’nda çalışmaya başladım. Türk Hava Yolları Teknik Genel Müdür Yardımcısı olarak başladığım Türk Hava Yolları’ndaki kariyerime; 2005’ten bu yana Genel Müdür olarak devam ediyorum. Bu görevi sürdürürken 2006 yılında IATA Yönetim Kurulu Üyeliğine, 2010 yılında da Avrupa Havacılık Birliği’nin (Association of European Airlines-AEA) yönetim kurulu
üyeliğine seçildim. Evli ve dört çocuk babasıyım.

Türkiye’de havayolu taşımacılığının tarihsel gelişimi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
 

Türk Hava Yolları, 20.05.1933’te Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı ‘Hava Yolları Devlet İşletmesi’ adıyla kuruldu. İlk filo, 2 King Bird (5 koltuklu), 2 Junkers F- 13 (4 koltuklu), 1 ATH-9 (10 koltuklu) uçaklarından oluşuyordu. Yani Türk Hava Yolları’nın 5 uçaklık bir filo ile başlayan bir hikayesi var.

1938 yılında ‘Devlet Hava Yolları Umum Müdürlüğü’ adı ile Ulaştırma Bakanlığı’na bağlandı. 1947 yılında İlk dış sefer Ankara- İstanbul-Atina arasında yapıldı.

1956 yılında Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı 60 Milyon TL sermaye ile kuruldu. 1990 yılında özelleştirilecek kurumlar listesinde yer aldı ve aynı yıl Ekim ayında ortaklığın yüzde 1.55 oranı halka arz edildi. 2004 yılında yüzde 23’lük ikinci halka arz süreci de tamamlanan Türk Hava Yolları, 2006 yılında yüzde 25’lik üçüncü özelleştirilme süreciyle özel şirket statüsüne kavuştu. 2006’da Türk Hava Yolları, dünyanın en büyük uçuş ailesi olan Star Alliance’a girme kararı aldı. Ve 1 Nisan 2008’da Star Alliance ittifakı üyesi oldu.

23 Nisan 2008 tarihinde yeni bir ürün ve marka olan Anadolu Jet faaliyete başladı.

Türk Hava Yolları, 2005’te 14.1 milyon, 2006’da 16.9 milyon, 2007’de 19.6 milyon, 2008’de 22.5 milyon, 2009’da 25.1 milyon, 2010’da da 29.1 milyon yolcu taşıdı. Hem Türk Hava Yolları’nı dünya markası yapmak hem de havacılık sektörüne katkı yapmak amacıyla 10 farklı şirketle ortaklığımız sürmektedir.

Tüm bunlar, Türk Hava Yolları’nın gelişimi idi. Bir de özel havacılık sektörü var. 2003 yılından sonra hava taşımacılığına özel şirketlerin girmesinin önünün açılması ile havacılık sektörü büyük bir genişleme yaşadı. Bu Türk Hava Yolları’na da olumlu katkı yaptı.

2003 yılından bu yana sivil havacılıkta yolcu sayısı büyük artış sağladı ve 5 kat büyüdü. Sektörde oyuncu sayısı arttıkça daha fazla yolcu havayolunu kullanmaya başladı.

 

Türk Hava Yolları’nın şu anki Taşımacılık Sektörü’nde dünyada bulunduğu konumla ilgili bilgi verebilir misiniz?

Türkiye coğrafi olarak dünya hava trafiğinin yüzde 66’sının geçtiği Avrupa-Asya hattı üzerinde ve neredeyse orta noktada. Bu hat üzerinde yolcu oranının 2015’de yüzde 70’e çıkması bekleniyor. Yani biz hava trafiğinde önemli bir noktadayız. Ülkemize 3 saatlik uçuş mesafesinde yaklaşık 55 ülke bulunuyor. Hedefimiz bu konumun avantajlarını en iyi şekilde değerlendirebilmek.

O yüzden İstanbul ve Ankara’nın doğal transfer merkezi (hub) olma gücünü daha da arttırarak, doğal aktarım merkezi olmak istiyoruz. Biz İstanbul ve Ankara’dan farklı noktalara köprü olmak istiyoruz.

Yani Avrupa’nın küçük bir şehrinden Singapur’a giderken yolcunun İstanbul üzerinden Singapur’a ulaşması için paketler hazırlıyoruz.

Transfer yolcu sayısını artırmak istiyoruz. Onun dışında özellikle Afrika ülkelerinde ve Uzakdoğu’da Türk Hava Yolları kalitesi ve uygun fiyatıyla ana taşıyıcı olmak istiyoruz. Tabi bu tersi için yani Afrika ve Uzakdoğu’dan Avrupa ve Amerika’ya uçacak yolcular için de geçerli.

“Dünya’nın uçuş ağı en geniş 8. havayolu şirketi”

Bunun için son yıllarda yeni dış hat noktaları açtık. Bunların her biri bizim için birer köprü. Türk Hava Yolları, 41 yurtiçi, 147 yurtdışı olmak üzere toplamda uçtuğu 188 nokta ile dünya’nın uçuş ağı en geniş 8. Havayolu şirketi.

“Türkiye coğrafi olarak dünya hava trafiğinin yüzde 66’sının geçtiği Avrupa-Asya hattı üzerinde ve neredeyse orta noktada. Bu hat üzerinde yolcu oranının 2015’te yüzde 70’e çıkması bekleniyor. Yani biz hava trafiğinde önemli bir noktadayız.”

“Vizelerin kaldırılması büyük avantaj”

Türkiye’nin izlediği dış politika sonucu, başta komşu ülkeler olmak üzere pek çok ülke ile karşılıklı olarak vizeler kaldırıldı.

Biz de Türk Hava Yolları olarak vizelerin kaldırıldığı ülkelere giden yolculara ve bu ülkelerden gelen turistlere özel kampanyalar düzenleyerek, seyahatleri daha cazip hale getiriyoruz.

“Hızla büyüyen bir filomuz var”

Uçak sayımızdan yolcu sayısına, karlılıktan sektördeki konumumuza kadar pek çok alanda geliştik, büyüdük. Bu gelişim devam edecek. 2003’ten bu yana yolcu sayısında 3 kat, ciro artışında 4 kat büyüdük. Uçak filomuz 3 kat, hat sayımız 2 kat büyüdü.

Türk Hava Yolları global bir marka haline gelmek ve uluslararası tanınırlığını arttırmak için de ses getiren çalışmalar yapıyor. Euroleague, Barcelona, Manchester United gibi markaların sponsorlukları, Kobe Bryant gibi yıldızlarla çekilen reklam filmleri gibi. Bu anlaşma ve tanıtımların sonuçlarından memnun musunuz?
 

Beklediğiniz etkiyi oluşturduğunu görebiliyor musunuz? Evet bütün bu çalışmaların meyvelerini almaya başladık. Aslında mantık şu; kısa vadede çok önemli işler yapıyor önemli bir ürün oluşturuyorsunuz. Kalitenizi artırıyor, yeni uçaklar alıyor, yeni destinasyonlar, bir sürü şey yapıyorsunuz ama bunları o ülkelere gidecek olanlara duyurmanız gerekiyor. Bizi bunu yaptık.

Dünyada bunun en yaygın yolu spor ve sanat üzerinden yapmak. Mesela, Kobe Bryant ile ürünlerimizi hizmetimizi Türk Hava Yolları’nı ve Türkiye’yi tanıttık. Sponsoru olduğumuz iki futbol kulübü Barcelona ve

” Türk Hava Yolları’nın marka değerine katkı sağlayacak, hem yerel hem de dünya çapında marka bilinirliğimizi arttıracak ve bize değer katacak her tür sponsorluk değerlendirilebilir. “

Manchester United Şampiyonlar Ligi finali oynadı. Önceden planlasınız olmayacak bir şey belki. Ama oldu. Bu maçı Barcelona kazandı ama bir kazanan daha oldu Türk Hava Yolları. Bu takımların farklı ülkelerdeki taraftarları artık bizi tercih etmeye başladı. Bunu yolcu sayılarından da izleyebiliyoruz.

“Krizi avantaja çevirdik”

Tabi hemen şunu da ekleyelim, bütün bunları yapabilmenin en büyük nedeni de dünyadaki global kriz. Kriz neticesinde büyük sponsorluklara diğer havayolları şirketleri veya global şirketlerin taleplerinin azlığı, bunlardan bize talep gelmesine sebebiyet verdi.

Biz de hem yolcu sayısını, hem uçtuğu noktaları artırmış önemli bir şirket olarak bu mecraları kullanma kararı aldık ve en iyi şekilde Türk Hava Yolları’nın tanıtımını yaptık. Bütün bu sponsorluklar Türk Hava Yolları’nın marka bilinirliği ve global bir marka olduğunu açık biçimde ortaya koydu.

Bundan sonra da, Türk Hava Yolları’nın marka değerine katkı sağlayacak, hem yerel hem de dünya çapında marka bilinirliğimizi arttıracak ve bize değer katacak her tür sponsorluk değerlendirilebilir. Sadece futbol, basketbol, tenis v.b spor dallarında değil, kültür sanat alanlarında da sponsorluk anlaşmaları yapmaktayız. Marka imajımız ve stratejilerimiz ile örtüşen sponsorluk fırsatlarını bütçemiz çerçevesinde değerlendirmeye devam edeceğiz.

“Barcelona Kulübü ile yaptığınız sponsorluk anlaşması ciddi bir dönüm noktası oldu.”

Evet Barcelona ile imzaladığımız sponsorluk anlaşması ile tüm dünyanın dikkatini çektik. Barcelona Kulübü’nün tesislerini gezerken olayı nasıl üst perdeden görüp odaklandıklarını net olarak anlıyorsunuz. Çok büyük bir para harcamadan bir müze yapmışlar. LCD panellerden ve video şovlardan oluşuyor. Orayı gezince bütün zihniniz yeniden kurgulanıyor. Aslında çok iyi bir algı yönetimi yapıyorlar. Hem kendi içlerine hem dışa dönük. Böylece de markalaşıyorlar. Dışa dönük algı yönetimi sizi de yönlendiriyor. Güçlü bir takım, büyük bir marka olan Barcelona’nın Türk Hava Yolları ile uçmayı tercih etmesi marka değerimize olumlu katkı yaptı.

“Servisten etkilendiler”

Ticaret binasında kutlama yaparken Barcelona yöneticileri de davetliydi. Orada sponsorluk teklifimiz için “Tamam olun ama biz Abu Dabi’de bir kupaya katılacağız. Bizi oraya götürün, bir bakalım” dediler. Boeing 777’yi istediler. İspanya yetkilileri üçüncü bir ülkeye izin vermedi. Onları İstanbul üzerinden uçurduk. Daha çok yorulacaklardı ama bizim kabin ekibi öyle bir servis yaptı ki giderken de dönerken de mutlu oldular. Sponsorluk yolu sonuna kadar açıldı.

Videolar
İletişim Bilgileri
Web Sitesi
E-Posta
Adres
Telefon
EtiketlerKasım 2011, Rizeliler Dergisi, Röportaj, THY, Türk Hava Yolları
Sosyal Medya Bağlantıları